Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
Paraguay is a country in South America.
- Paraguay, Güney Amerika'da bir ülkedir.
America is a land of immigrants.
- Amerika bir göçmenler ülkesidir.
The travelers came from many lands.
- Birçok ülkeden gezgin geldi.
Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.
- Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.
It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
- ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
It's the second-coldest region in the country.
- Bu, ülkede ikinci en soğuk bölgedir.
The United States of America is a democratic country.
- Amerika Birleşik Devletleri demokratik bir ülkedir.
While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
This billionaire has 5 homes in 4 different countries.
- Bu milyarderin 4 farklı ülkede 5 evi var.
Tom says that he has 4 homes in 5 different countries.
- Tom 5 farklı ülkede 4 evi olduğunu söylüyor.
The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
- Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
The king's realm was terrorized by a dragon.
- Kralın ülkesi bir ejderha tarafından terörize edildi.
While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
The defeated army retreated from the country.
- Yenilmiş ordu ülkeden geri çekildi.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
- Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.