üşenme

listen to the pronunciation of üşenme
التركية - الإنجليزية
dilatoriness
dilatory
üşenmek
too lazy to
üşenmek
hang around
üşenmek
hang about
üşenmek
not to feel at all moved or motivated to (do something), not to have the energy or desire to (do something) (hence one doesn't do it); to be unable to rouse, trouble, or bother oneself to (do something): Tıraş olmaya üşendi. He couldn't be bothered to shave
üşenmek
to be too lazy to, not to take the trouble to
التركية - التركية
Üşenmek işi
Üşenmek işi: "Fakat tam kapıdan çıkacağım zaman, üstüme bir üşenmedir çöküyor."- F. R. Atay
(Hukuk) TERAHİ
erinme
Üşenmek
erinmek
üşenmek
Kendinde bir gevşeklik duyarak bir işi yapmaya isteği olmamak: "Demek sen şimdi bu iş için üşenmeden Bursa'ya gideceksin?"- R. N. Güntekin
üşenmek
Kendinde bir gevşeklik duyarak bir işi yapmaya isteği olmamak
üşenme
المفضلات