üşüme

listen to the pronunciation of üşüme
التركية - الإنجليزية
chill
cold

I asked Tom if he was cold, but he shook his head. - Tom'a üşüyüp üşümediğini sordum ama o başını salladı.

Tom said he didn't feel cold. - Tom üşümediğini söyledi.

üşümek
cold

Tom doesn't like to be cold. - Tom üşümekten hoşlanmıyor.

üşümek
to be cold
üşümek
to get a chill, catch a chill
üşümek
feel cold
üşümek
to be cold, feel cold; to feel a chill
üşümek
chill
üşümek
be cold

Tom doesn't like to be cold. - Tom üşümekten hoşlanmıyor.

üşümek
feel chilly
üşümek
to be cold, to feel cold
التركية - التركية
Üşümek iş
Üşümek iş: "Üşüme nöbetine tutulanların hareketiyle cevap verdim."- A. Gündüz
üşümek
ısı azlığı nedeniyle soğuğun etkisini duymak
üşümek
Isı yokluğu, azlığı veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak
üşümek
Isı yokluğu, azlığı veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak: "Üşümüş, donmuş gibi, kaba, nasırlı, pis ellerini karnının üstünde sıkıyordu."- Ö. Seyfettin