üçte bir

listen to the pronunciation of üçte bir
التركية - الإنجليزية
third

One third of the friends I grew up with are dead. - Birlikte büyüdüğüm arkadaşlardan üçte biri öldü.

Tom bought a bag of apples and he ate a third of them in one day. - Tom bir çanta elma satın aldı ve bir günde bunların üçte birini yedi

one third

One third of children who die before the age of 5 die from malnutrition. - 5 yaşından önce ölen çocukların üçte biri yetersiz beslenmeden ölüyor.

About one third of the earth's surface is land. - Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.

üç bir
A three-
on üçte bir
thirteenth
التركية - التركية
(Hukuk) SÜLÜS
(Osmanlı Dönemi) salis
üç bir
Oyunda, atılan zarlardan birinin bir, öbürünün üç benekli olan yüzünün üste gelmesi, seyek
üçte bir
المفضلات