One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
He has been in Japan for three years.
- O üç yıldır Japonya'da.
Three times five is fifteen.
- Üç kere beş on beş yapar.
I got stabbed three times last year.
- Geçen sene üç kere bıçaklandım.
Measure thrice, cut once.
- Üç kere ölç, bir kere kes.
Measure thrice, cut once.
- üç kere düşün bir kere söyle.
No less than three hundred dollars was needed for the work.
- İş için en az üç yüz dolar gerekli idi.
I was just wondering if I could borrow three hundred dollars from you. I can pay you back next Monday.
- Sizden üç yüz dolar ödünç alıp alamayacağımı merak ediyordum. Gelecek pazartesi size geri ödeyebilirim.
If I were you, I wouldn't think twice — but thrice.
- Yerinde olsam, iki kez düşünmem - ama üç kez düşünürüm.