özgünleştirmek

listen to the pronunciation of özgünleştirmek
التركية - الإنجليزية
to give (something) originality
individuate
özgün
authentic
özgün
genuine
özgün
{s} original

He is one of the original settlers. When he arrived, there were no buildings for miles around. - O özgün yerleşimcilerden biridir. O geldiğinde millerce mesafede hiç ev yoktu.

Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful. - Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.

özgün
unique
özgün
individual
özgün
peculiar
özgün
typical
özgün
original, creative (person); different, singular (person)
özgün
(Kimya) intrinsic
özgün
echt
özgün
(Tıp) specific
özgün
way out
özgün
distinctive
özgün
genuine, authentic
özgün
inventive
özgün
characteristic
özgün
original " orijinal; authentic, genuine
özgün
original, not imitative, completely new
özgün
sole
özgün
wayout
التركية - التركية
Özgün duruma getirmek
Özgün
orijinal
özgün
Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan
özgün
Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. Çeviri olmayan, asıl olan (metin)
özgün
Çeviri olmayan, asıl olan (metin)
özgün
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
özgün
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal: "Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik."- N. Cumalı
özgünleştirme
Özgünleştirmek işi
özgünleştirmek
المفضلات