She's sloppy and careless.
- O özensiz ve dikkatsiz.
I don't ever try to be sloppy. But I have to admit, I'm notorious for making unintentional typos.
- Özensiz görünmeye çalışmıyorum asla, ama itiraf etmeliyim ki, istemeden yaptığım yazım hatalarıyla adım çıkmıştır.
Tom did a sloppy job.
- Tom özensiz bir iş yaptı.
Pay attention to what you're doing.
- Yaptığın şeye özen göster.
Tom rose with great care.
- Tom büyük özenle kalktı.
I gave my carefully prepared speech.
- Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
He did his work painstakingly.
- O, işini özenle yaptı.
Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
- Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
He did his work painstakingly.
- O, işini özenle yaptı.