The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
- Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
Japan has many distinctive traits.
- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
She believes that jade has medicinal properties.
- O, yeşim taşının tıbbi özellikleri olduğuna inanmaktadır.
There are no common properties shared by all games.
- Tüm oyunlar tarafından paylaşılan ortak özellikler yoktur.
Could you explain all the safety features to me once again?
- Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?
She was a girl with finely chiseled features.
- O, ince yontulmuş özelliklere sahip bir kızdı.
Japan has many different characteristics.
- Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
The Japanese language has many distinctive characteristics.
- Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
It's a feature, not a bug.
- Bu bir özellik, bir hata değil.
Could you explain all the safety features to me once again?
- Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?
Superconductivity is a physical property.
- Süperiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
Superconductivity is a physical property.
- Üstüniletkenlik fiziksel bir özelliktir.
Japan has many different characteristics.
- Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
- Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
These are characteristics of the spoken language.
- Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
Japan has many distinctive traits.
- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
- Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
I'm not particularly keen on this kind of music.
- Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
I am pleased with this vivid portrait in particular.
- Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
It is important to pay special attention to your love life.
- Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.
Could you explain all the safety features to me once again?
- Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?
She was a girl with finely chiseled features.
- O, ince yontulmuş özelliklere sahip bir kızdı.