Tom doesn't particularly like Mary.
- Tom özellikle Mary'yi sevmiyor.
I don't think Tom is particularly handsome.
- Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
It is especially hot today.
- Hava bugün özellikle çok sıcak.
We want Kylie Minogue to come to Turkey, especially Gaziantep.
- Kylie Minogue'nun Türkiye'ye, özellikle Gaziantep'e gelmesini istiyoruz.
I don't want to go anywhere in particular.
- Ben özellikle bir yere gitmek istemiyorum.
I have nothing in particular to do tomorrow.
- Yarın özellikle yapacak bir şeyim yok.
I, for one, don't like pictures like this.
- Ben özellikle bu tür resimleri sevmiyorum.
I'd like to visit America most of all.
- Özellikle Amerika'yı ziyaret etmek istiyorum.
I'm particularly impressed that Tom could remember all of our names.
- Tom'un tüm isimlerimizi hatırlayabilmesinden özellikle etkilendim.
This bookstore deals exclusively in old and rare books.
- Bu kitapçı özellikle eski ve nadir kitaplarla ilgileniyor.
She is reputable, rational and above all pretty.
- O, saygın rasyonel ve özellikle güzel.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
- Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.
She had many awards, notably a Nobel Prize.
- Onun çok ödülü vardı, özellikle bir Nobel Ödülü.
Specifically, I'm a university lecturer.
- Özellikle, ben bir üniversite okutmanıyım.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
- Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.