öze

listen to the pronunciation of öze
التركية - الإنجليزية
phil. peculiar to, restricted to
peculiar to, proper to
(Gıda) loop
specific

Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut. - O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.

I wish I could be more specific. - Keşke daha özel olabilsem.

öze dönüşlü
reflexive
التركية - التركية
Bir türde veya bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde veya bireyde rastlanılmayan, has
Türde ya da bireyde bulunan
Bir türde ya da bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde ya da bireyde rastlanılmayan
Has, mahsus
öze
المفضلات