özdeşleşmek

listen to the pronunciation of özdeşleşmek
التركية - الإنجليزية
to become identical, to identify with sb/sth
to become one with
to identify with (someone)
identify with
özdeş
(Hukuk) identical

Tom has an identical twin. - Tom'un bir özdeş ikizi var.

Those twins are identical, not only their faces, but also in their characters. - Bu ikizler özdeş, sadece yüzde değil, aynı zamanda karakterde de.

özdeş
same
özdeşleşme
(Kimya) identify
özdeş
exact
özdeş
ıdentical
özdeş
(Matematik) , phil. identical
özdeş
identical, exactly alike
özdeş
identic

Tom has an identical twin. - Tom'un bir özdeş ikizi var.

Those twins are identical, not only their faces, but also in their characters. - Bu ikizler özdeş, sadece yüzde değil, aynı zamanda karakterde de.

özdeş
identical , same
özdeş
same, identical
التركية - التركية
Özdeş duruma gelmek: "Bir tiyatro sanatçısı yaşamdan ne bekler? Birtakım kişiliklerin kalıbına girmek, onlarla özdeşleşmek, beğenilmek, alkışlanmak."- H. Taner
Özdeş duruma gelmek
Özdeş
identik
özdeş
Bir ve aynı olan, bir ve aynı anlama gelen
özdeş
Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilmeyecek kadar benzer olan, aynı
özdeş
Kendinde özdeşlik bulunan, identik
özdeşleşme
Özdeşleşmek işi
özdeşleşmek
المفضلات