öylesine

listen to the pronunciation of öylesine
التركية - الإنجليزية
so, so very, so exceedingly
slight
such

Such was Linda's disappointment that she burst into tears. - Linda'nın hayal kırıklığı öylesine fazlaydı ki gözyaşlarına boğuldu.

As far as my experience goes, such a plan is impossible. - Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.

so, excessively
just because

Just because you can, doesn't mean you know how. - Öylesine yapabilirsin,bu nasıl yapıldığını bildiğin anlamına gelmez.

so
(deyim) for the hell of it
just for the hell of it
all that
that

I don't know how to manage that large estate. - Öylesine büyük bir malikhâneyi nasıl idare edeceğimi bilmiyorum.

He is not such a fool as to believe that story. - Hikayeye inanacak kadar öylesine aptal değildir.

at random
so of
التركية - التركية
Aşırı bir biçimde, fazla, o kadar çok: "Göz öylesine alışır ki yeni yapılara, insan ne kadar kendini zorlasa, o boş arsanın nasıl olduğunu gözünün önüne getiremez."- N. Cumalı
Aşırı bir biçimde, fazla, o kadar çok
öylemesine
öylesine
المفضلات