My team has never advanced beyond the quarter-finals.
- Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
He went no farther than the gate.
- Kapıdan daha öteye gitmedi.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
You must, above all, be faithful to your friends.
- Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.
We live about three miles above this bridge.
- Bu köprünün yaklaşık üç mil ötesinde yaşıyoruz.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
The questions involved go far beyond economics.
- Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.