This work is beyond my grasp.
- Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
The larger church organs use infrasound, which people do not hear, but feel as vibrations in their bodies.
- Daha büyük kilise organları insanların duymadığı vücutlarında titreşim olarak hissettiği ses ötesi kullanıyor.
This work is beyond my grasp.
- Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
- Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
He is above doing such a thing.
- O öyle bir şey yapmanın ötesinde.
Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
The questions involved go far beyond economics.
- Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
He went no farther than the gate.
- Kapıdan daha öteye gitmedi.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.