The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
This work is beyond my grasp.
- Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.
You must, above all, be faithful to your friends.
- Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
The questions involved go far beyond economics.
- Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
He went no farther than the gate.
- Kapıdan daha öteye gitmedi.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.