örtmek

listen to the pronunciation of örtmek
التركية - الإنجليزية
cover

Layla tried to cover her tracks. - Leyla izlerini örtmek için çalıştı.

I'm tired of covering for you. - Ben seni örtmekten yorgunum.

cover up

Fadil went to extremes to cover up his greed. - Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti.

hood
robe
condone
wrap
to cover; to veil
sheet
case
bury
submerge
cap
enshroud
blanket
shut
cloud
screen
shield
close
clothe
shroud
canopy
envelop
cloak
cope
shade
encase
to hide; to conceal, hush up, cover up
to cover; to cloak, to veil, to envelop; to hide, to conceal; to shut, to close
conceal
coat

Their job is to coat the walls with plaster. - Onların işi duvarları sıva ile örtmektir.

lap
to shut (a door, a window, a cover)
carpet
incase
endue
(Havacılık) cover to
curtain
earth
encompass
hide
spread
obscure
face
vesture
bespread
peçe ile örtmek
veil
örtmek, gizlemek, maskelcmek; örtbas etm
cover, concealment, maskelcmek; sink ETM
ört
mantle
saman örtmek
(Tarım) mulch
ört
cloak
örtme
overlapping
örtme
occlusion
örtme
coating
örtme
cladding
kumaşla örtmek
drape
ört
cover up

I was trying to cover up my wrinkles. - Ben kırışıklıklarımı örtbas etmeye çalışıyordum.

Cover up the injured man with this blanket. - Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.

örtme
sheeting
üzerini örtmek
Overlie
ayıbını örtmek
blanch over
açıkını örtmek
to cover up one's fraud
battaniye ile örtmek
blanket
etek ile örtmek
skirt
haşe örtmek
caparison
kiremit örtmek
(İnşaat) cover with roof tiles
kuru otla örtmek
mulch
saman ile örtmek
(dam) thatch
saman ile örtmek (dam)
thatch
sımsıkı örtmek
smother with
sımsıkı örtmek
smother in
toprakla örtmek
earth
yün gibi örtmek
fleece
çarşaf örtmek
sheet
çatı ile örtmek
roof over
ört
shroud
ört
enshrouded
ört
cloaked
ört
enshroud
ört
cot
ört
cocoon
örtme
coating, covering
örtme
mil. camouflage
örtme
envelopment
örtme
coverup
örtme
envelop
üstünü örtmek
overlap
üstünü örtmek
to clothe
التركية - التركية
Kaplamak
Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak
Kapamak: "Perihan kızdı, gidip piyanonun kapağını örttü."- P. Safa
Kapamak
Belli etmemek, gizlemek saklamak
Kötü bir durumu belli etmemek, gizlemek saklamak
Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak: "Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü."- A. Gündüz
(Osmanlı Dönemi) GAŞYET
(Osmanlı Dönemi) DECL
atmak
(Osmanlı Dönemi) TAVS
(Osmanlı Dönemi) TEKTİM
(Osmanlı Dönemi) GAMAM
(Osmanlı Dönemi) LATT
sarmak
(Osmanlı Dönemi) SÜFÜL
(Osmanlı Dönemi) DESS
Ört
(Osmanlı Dönemi) CE'VE
Ört
(Osmanlı Dönemi) TEZMİL
Örtme
(Osmanlı Dönemi) TASDİR
Örtme
(Osmanlı Dönemi) TESEFFÜL
örtme
Baş örtüsü
örtme
Örtmek işi
örtme
Evin balkon çıkması
örtme
Üstü kapalı, önü açık yer
örtme
üstü kapalı önü ve yanları açık evin girişi
örtmek
المفضلات