örtülü

listen to the pronunciation of örtülü
التركية - الإنجليزية
covered

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

As far as I could see, everything was covered with snow. - Görebildiğim kadarıyla her şey karla örtülüydü.

veiled

Criticism of elitism is often veiled anti-intellectualism. - Elitizm in eleştirisi genellikle entelektüel karşıtı örtülüdür.

Criticism of elitism is often a veiled form of anti-intellectualism. - Elitizm in eleştirisi çoğunlukla anti-entellektüelciliğin örtülü bir biçimidir.

implicit
undercover
covered, veiled; shut, closed; concealed, hushed up
obscurely, vaguely
submersed
wrapped
shut
mantled
covered; veiled
hidden; hushed up, concealed
submerged
covert
coated
buried
masked
clad
thick with
muffled
shut, closed
shrouded
enclosed
(Ticaret) constructive
covered up
hush-hush
cloaked
latent
örtülü sermaye
(Finans) Camouflaged capital
örtülü ödenek
Secret fund
örtülü ipotek
blanket mortgage
örtülü kısıtlamalar
(Hukuk) disguised restrictions
örtülü mal varlığı
concealed assets
örtülü ödenek
secret fund, slush fund
örtülü ödenek discretionary fund
in the government budget (used to finance secret projects)
gizli (örtülü) muhabere
(Askeri) covert communications
uçağın plastik siperle örtülü kısmı
greenhouse
التركية - التركية
Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış
Açıklama yapmadan kapalı olarak, müphem
Örtüsü olan: "Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor."- R. H. Karay. Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış: "Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü."- A. Haşim
Örtüsü olan
Açıklama yapmadan, kapalı olarak, müphem
(Hukuk) MESTUR
örtülü omurgalılar
Vücutları yassı, göğüs yüzgeçleri büyük, omurlarında kat kat kireçlenmiş çemberleri olan, köpek balıklarının bir alt takımı
örtülü ödenek
Gizli tutulan işlerde harcanmak için yetkililerin emrine verilen para, tahsisatımesture
örtülü
المفضلات