örneğin

listen to the pronunciation of örneğin
التركية - الإنجليزية
for instance

What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance? - Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?

For instance, what would you have done if you were in my place? - Örneğin benim yerimde olsaydın ne yapardın?

for example

The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat. - Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.

Japan is full of beautiful cities. Kyoto and Nara, for example. - Japonya güzel kentlerle doludur. Örneğin Kyoto ve Nara.

e.g
such as

He likes strange animals such as snakes, for example. - O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

Tiny animals such as krill eat plankton. - Küçük hayvanlar, örneğin kriller plankton yerler.

for example, for instance
such

Tom and Mary went on a safari and saw many animals, such as lions, giraffes, zebras, and hippopotamuses. - Tom ve Mary safariye gittiler ve örneğin aslanlar, zürafalar, zebralar ve su aygırları gibi birçok hayvanı gördüler.

He likes strange animals such as snakes, for example. - O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

eg
e g
e. g
exempligratia
التركية - التركية
Söz gelişi, söz gelimi, söz misali, örnek olarak, mesela
örneğin
المفضلات