Mary tied an apron around her waist and then took the turkey out of the oven.
- Mary beline bir önlük bağladı ve daha sonra hindiyi fırından çıkardı.
Mother is in the kitchen wearing an apron.
- Annem mutfakta bir önlük giyiyor.
I wear tartan apron.
The fairies danced in wispy gowns.
- Periler incecik önlükle dans etti.
A preliminary hearing is scheduled for October 20th.
- Bir ön duruşma 20 Ekim'de planlanıyor.
I have seen that face somewhere before.
- O yüzü daha önce bir yerde gördüm.
I don't understand the words on the face of the coin.
- Madeni paranın önündeki sözleri anlamıyorum.
There is a post office in front of my house.
- Evimin önünde bir postane var.
There is a lake in front of my house.
- Evimin önünde bir göl var.
He took a step forward.
- O, öne doğru bir adım attı.
Please bring the matter forward at the next meeting.
- Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
Two weeks ago, I visited Disneyland for the first time.
- İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.
One is judged by one's speech first of all.
- Bir insan her şeyden önce konuşması ile değerlendirilir.
Tom carved his initials on the large oak tree in front of the school.
- Tom okulun önündeki büyük meşe ağacına adının baş harflerini kazıdı.
Where to go and what to see were my primary concerns.
- Nereye gideceğim ve ne göreceğim benim öncelikli ilgilerim.
My primary concern is your safety.
- Benim öncelikli ilgim sizin güvenliğinizdir.
The pre-Islamic Arabs were nomads.
- İslam öncesi Araplar göçebeydiler.
What's your pre-tax income?
- Senin vergi öncesi gelirin nedir?
The couch is in the foreground next to the table.
- Kanepe masanın yanında ön tarafta.
According to the weather forecast, the rainy season will set in next week.
- Hava tahmini göre, yağışlı mevsim önümüzdeki hafta başlayacak.
The morning forecast predicted thunder showers later in the day.
- Sabah hava durumu daha sonra gün içinde gök gürültülü sağanak yağışı öngördü.
We have to take steps to prevent air pollution.
- Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
Someone is at the front door. Go and see who it is.
- Ön kapıda biri var. Git ve kim olduğunu anla.
Tom always wants to sit in the front row.
- Tom her zaman ön sırada oturmak ister.
The student has already solved all the problems.
- Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
They know the importance of protecting the earth.
- Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
At the party, one of his political opponents humiliated him in the presence of many guests.
- Partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü.
It's the first time I scream in presence of the manager. I saw a big cockroach on the table!
- Yöneticinin önünde ilk kez çığlık attım. Masada büyük bir hamamböceği görmüştüm!
Tom connected the TV to the antenna that the previous owner of his house had mounted on the roof.
- Tom TV'yi evin önceki sahibinin çatıya monte ettiği antene bağladı.
The conquest of İstanbul antedates the discovery of America.
- İstanbul'un fethi, Amerika'nın keşfinden önce gelir.
You should keep your windshield clean.
- Ön camı temiz tutmalısın.
Tom was the one who broke the windshield of Mary's car.
- Mary'nin arabasının ön camını kıran kişi Tom'du.
Please inform me of your absence in advance.
- Lütfen yokluğunuzu önceden bana bildiriniz.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.