The president proposed a new plan.
- Başkan yeni bir plan önerdi.
He proposed that we should play baseball.
- Beyzbol oynamamız gerektiğini önerdi.
Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.
- Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.
Are you offering me my job back?
- Bana işimi geri mi öneriyorsun?
Since I've never eaten here before, I don't know what to recommend.
- Daha önce burada hiç yemediğim için ne önereceğimi bilmiyorum.
Dr. Klein recommended you to me.
- Sizi bana Dr. Klein önerdi.
He suggested I go with him to the party.
- Onunla birlikte partiye gitmemi önerdi.
Your suggestion seems reasonable.
- Önerin mantıklı görünüyor.
Several plans were proposed.
- Birkaç plan önerildi.
Did he propose any solutions?
- O, hiç çözüm önerdi mi.