ölçekle

listen to the pronunciation of ölçekle
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) scale to
{f} scale

The seller weighs the cheese on the copper scales. - Satıcı bakır ölçeklerde peynir tartıyor.

Mary is a very beautiful woman. On a scale of one to ten, she's an eleven. - Mary çok güzel bir kadın. Ona bir ölçekle, o bir on bir.

ölçek
scale

He gave a party on a large scale. - O büyük ölçekte bir parti verdi.

These are graded on a hundred-point scale. - Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.

ölçek
(Tıp) measuring device
ölçek
(Bilgisayar) zoom
ölçek
scale factor
ölçek
{i} gauge
aynı ölçekle ölçülebilen
commensurable
küçük ölçekle planını çizmek
protract
ölçek
a unit of dry measure (equalling one fourth of a kile)
ölçek
measure
ölçek
scale, measure
ölçek
(buğday vs.) bushel
ölçek
guess stick
ölçek
scale (as the scale of a map)
ölçek
container which holds one ölçek
ölçek
(2908 hl.) quarter
ölçek
(Nükleer Bilimler) scaler
ölçeklemek
to scale
ölçeklemek
scale
التركية - التركية

تعريف ölçekle في التركية التركية القاموس.

ölçek
Bir harita veya resimde görülen uzaklıklarla bunların işaret ettiği, karşılandığı gerçek uzunluklar arasındaki oran
ölçek
Birim kabul edilen herhangi bir şeyin alabildiği kadar ölçü
ölçek
Tahıl ölçmeye yarar kap, kile
ölçek
Dört okkaya eşit ağırlık ölçüsü
ölçek
Herhangi bir ölçü miktarında olan
ölçek
mud
Ölçek
(Osmanlı Dönemi) KÜRR
ölçek
Bir ölçü aletinin üzerinde çizgilerle ayrılmış bölüm, kadran
ölçek
Tahıl ölçmeye yarayan kap
ölçek
mikyas
ölçek
eşel
ölçekle
المفضلات