We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
- Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
We measured the depth of the river.
- Nehrin derinliğini ölçtük.
He measured the length of the bed.
- Yatağın uzunluğunu ölçtü.
The thermometer is an instrument for measuring temperature.
- Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.
The carpenter is measuring the floor.
- Marangoz döşemeyi ölçüyor.
He wears a 6 gauge earring.
- O bir 6 ölçü küpe takıyor.
This test will gauge your reading comprehension.
- Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.
Good health consists of proper eating and moderate exercise.
- İyi sağlık düzgün beslenme ve ölçülü egzersizden ibarettir.
Taking moderate exercise will do you good.
- Ölçülü egzersiz yapmak size iyi gelecektir.