ödenmek

listen to the pronunciation of ödenmek
التركية - الإنجليزية
paid

I'm actually paid to do this. - Aslında bunu yapmak için bana para ödenmektedir.

(Fiili Deyim ) pay by
öde
{f} pay

Hey! Scott! Pay my bill! - Hey! Scott! Faturamı öde!

How much did you pay for him? - Onun için ne kadar ödedin?

öde
defray
öde
repay

I wish there was some way I could repay Tom. - Keşke Tom'a geri ödeyebilmemin bir yolu olsa.

I only wish there was some way I could repay you. - Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.

öde
{f} paid

I paid him four dollars. - Ona dört dolar ödedim.

I paid her five dollars. - Ona beş dolar ödedim.

öde
shell out
ödenme
acquittance
ödenme
defrayal
التركية - التركية
Ödeme işine konu olmak
Ödeme işine konu olmak: "Buğday, ot, deve ve tekmil hizmetler Suriye'de bütün harp müddeti altınla ödenmiştir."- F. R. Atay
ödenme
Ödenmek işi
ödenmek
المفضلات