ödenekli

listen to the pronunciation of ödenekli
التركية - الإنجليزية
subsidized
that receives a subsidy
Simple past tense and past participle of subsidize
having partial financial support from public funds; "lived in subsidized public housing
past of subsidize
having partial financial support from public funds; "lived in subsidized public housing"
{s} paid for, funded, financed (also subsidised)
ödenek
allowance

They receive an allowance every month which is €247.32. - Onlar her ay 247.32 euroluk bir ödenek alırlar.

ödenek
{i} grant
ödenek
{i} pay
ödenek
{i} fund

The governor took the money out of a slush fund. - Vali, örtülü ödenekteki parayı aldı.

ödenek
allocation
ödenek
appointment
ödenek
(Ticaret) compensation
ödenek
(Ticaret) supplies
ödenek
allotment
ödenek
bounty
ödenek
subvention
ödenek
grant-in-aid
ödenek
appropriation, allowance, grant
ödenek
appropriation, allocation, subsidy
ödenek
appropriation

What is cultural appropriation? - Kültürel ödenek nedir?

Cultural appropriation isn't a thing. - Kültürel ödenek bir şey değildir.

ödenek
(politik amaçlı) pork
ödenek
supply
ödenek
award
ödenek
grant in aid
ödenek
(Hukuk) allowance, appropriation
ödenek
prebend
التركية - التركية
Ödeneği olan
Belli dönemlerde devlet bütçesinden yardım veya belirli bir pay alan kişi veya kuruluş
ÖDENEK
(Hukuk) Tahsisat
ödenek
Bir iş için ayrılan belli para, tahsisat
ödenek
Parlamento üyelerine, görevleri sebebiyle verilen, yolluk dışında kalan para
ödenek
Devlet harcamalarının yapılabilmesi için, her yılın bütçesiyle yürütme organına verilen harcama izni
ödenekli
المفضلات