I'd like to borrow fifty dollars from you.
- Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.
Whose bicycle did you want to borrow?
- Kimin bisikletini ödünç almak istedin?
One way to get money was to borrow it.
- Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.
Whose bicycle did you want to borrow?
- Kimin bisikletini ödünç almak istedin?
Latin and Greek have been significant sources of borrowings for European languages.
- Latince ve Yunanca, Avrupa dilleri için önemli ödünç alma kaynakları olmuştur.
Is there any chance of my borrowing your typewriter?
- Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?
He never borrows nor lends things.
- O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.
Tom wants to borrow your car.
- Tom arabanı ödünç almak istiyorum.
Would you mind if I borrowed your car?
- Arabanı ödünç alabilir miyim?
Could I borrow your car?
- Arabanı ödünç alabilir miyim?
She borrowed the book from him.
- Kitabı ondan ödünç aldı.
I borrowed the dictionary from my friend.
- Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
Do you remember borrowing his book?
- Onun kitabını ödünç aldığını hatırlıyor musun?
A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
- Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.