I found that very rewarding.
- Onu çok ödüllendirici buldum.
It's a very rewarding feeling.
- Bu çok ödüllendirici bir duygu.
They awarded her a gold metal for her achievement.
- Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.
The school awarded Mary a prize.
- Okul Mary'yi bir ödülle ödüllendirdi.
Tom will be rewarded.
- Tom ödüllendirilecek.
Your efforts will be rewarded in the long run.
- Çabanız uzun vadede ödüllendirilecektir.
She won first prize in the exhibition.
- İlk ödülünü sergide kazandı.
He got a prize for winning the competition.
- O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
You shall have a reward.
- Siz bir ödül alacaksınız.
Tom's efforts were rewarded.
- Tom'un çabaları ödüllendirildi.
Tom died three days before he was to receive the award.
- Tom ödülünü almadan üç gün önce öldü.
They awarded her a gold metal for her achievement.
- Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.
It's a very rewarding feeling.
- Bu çok ödüllendirici bir duygu.
I didn't expect any gift.
- Hiç ödül beklemiyordum.
I received a Playstation Vita as a gift.
- Ödül olarak bir Playstation Vita aldım.