öğretmenlik

listen to the pronunciation of öğretmenlik
التركية - الإنجليزية
teaching

My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university. - Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.

He will have been teaching for thirty years this spring. - O, bu bahar otuz yıldır öğretmenlik yapıyor olacak.

teaching, being a teacher
instructiveness
teaching; profession/duties of a teacher
profession of a teacher
mastership
preceptorship
schoolmastering
öğretmen
teacher

I know that you're a teacher. - Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.

Are you a teacher? Yes, I am. - Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim.

öğretmenlik taslayan
didactic
öğretmenlik yapmak
teach

He has been teaching for 20 years. - Yirmi yıldır öğretmenlik yapmaktadır.

Tom became bored with teaching and he looked for a new job. - Tom öğretmenlik yapmaktan sıkıldı ve yeni bir iş aradı.

öğretmenlik yapmak
to teach
öğretmen
instructor

She's a yoga instructor. - O bir yoga öğretmenidir.

My driving instructor says that I need to be more patient. - Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

öğretmen
{i} master

Tom is a master teacher. - Tom bir usta öğretmendir.

Newton became Warden of the Royal Mint in 1696. He became Master of the Royal Mint in 1699. - 1696'da Newton darphane müdürü oldu. 1699'da darphane öğretmeni oldu.

öğretmen
beak
öğretmen
schoolteacher

Schoolteachers must have a lot of patience with the children. - Öğretmenler çocuklara karşı çok sabırlı olmalıdır.

I'm a schoolteacher from Boston. - Ben Bostonlu bir öğretmenim.

öğretmen
{i} schoolmaster
öğretmen
preceptor
öğretmen
dominie
öğretmen
don

Although teachers give a lot of advice, students don't always take it. - Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.

Why don't you ask your teacher for advice? - Neden öğretmenine danışmıyorsun?

öğretmen
educationist
öğretmen
{i} schoolmarm
öğretmen
school teacher
öğretmen
professor

What's her professor's name? - Onun öğretmeninin adı nedir?

The professor always teaches in jeans and a shirt. - Öğretmen derslerinde hep kot pantolon ve gömlek giyiyor.

öğretmen
{i} schoolmistress
öğretmen
educate
öğretmen
{i} indoctrinator
öğretmen
{i} mistress
öğretmen
governess
özel öğretmenlik
tutorship
öğretmen
(bayan) instructress
öğretmen
schoolma'am
öğretmen
(kadın) preceptress
öğretmen
teacher; instructor; tutor; schoolmaster, master; schoolmistress; professor
التركية - التركية
Öğretmenin görevi: "Hayatımızın askerlikte ve sivillikte kırk beş senesi öğretmenlik ile geçti."- B. Felek
Öğretmenin görevi
muallimlik
Öğretmen
hoca

Hocasının adı neymiş? - Öğretmeninin ismi ne?

Öğretmen
muallim
öğretmen
Mesleği bir bilim dalını, bir sanatı veya teknik bilgileri öğretmek olan kimse, muallim, muallime
öğretmen
Mesleği bir bilim dalını, bir sanatı veya teknik bilgileri öğretmek olan kimse, muallim, muallime: "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen."- Y. Z. Ortaç
öğretmenlik
المفضلات