öğretilemez

listen to the pronunciation of öğretilemez
التركية - الإنجليزية
unteachable
Not teachable
{s} incapable of being taught, uneducable
öğret
{f} taught

He taught me how to swim. - O, bana yüzmeyi öğretti.

He taught himself French. - Kendisine Fransızca öğretti.

öğret
{f} teach

Are you a teacher or a student here? - Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?

I will teach you to play chess. - Sana satranç oynamayı öğreteceğim.

öğret
{f} enlightened
öğret
instruct

My driving instructor says I should be more patient. - Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

Not all of the books are instructive. - Kitapların hepsi öğretici değil.

öğret
{f} edifying
öğret
{f} teaching

He earns his living by teaching English. - Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor.

I am very tired from teaching. - Öğretmekten çok yoruldum.

öğret
edify
öğret
school

This is the school where she is teaching. - Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.

Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied? - Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi?

öğret
schooling
öğretilemez
المفضلات