öğretilebilir

listen to the pronunciation of öğretilebilir
التركية - الإنجليزية
teachable
impartible
öğret
{f} taught

He taught himself French. - Kendisine Fransızca öğretti.

I was taught English by a foreigner. - Bana bir yabancı tarafından İngilizce öğretildi.

öğret
{f} teach

Are you a teacher or a student here? - Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?

I know that you're a teacher. - Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.

öğret
{f} enlightened
öğret
instruct

The story is at once interesting and instructive. - Hikaye hem ilginç hem de öğretici.

I've been a ski instructor for three years. - Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.

öğret
{f} edifying
öğret
{f} teaching

He earns his living by teaching English. - Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor.

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

öğret
edify
öğret
school

What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers. - Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.

My father teaches English at a high school. - Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.

öğret
schooling
öğretilebilir
المفضلات