öğle yemek

listen to the pronunciation of öğle yemek
التركية - الإنجليزية
lunch

There were some men eating their lunches under the trees in front of the library. - Kütüphanenin önündeki ağaçların altında öğle yemeklerini yiyen bazı adamlar vardı.

They are impatient for their lunch. - Onlar öğle yemekleri için sabırsızlar.

tiffin
öğle yemeği yemek
lunch

Tom didn't feel like eating lunch. - Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.

Tom invited Mary out to lunch. - Tom Mary'yi öğle yemeği yemek için dışarı davet etti.

öğle yemeği yemek
to have lunch, to lunch
öğle yemek
المفضلات