çuvalla

listen to the pronunciation of çuvalla
التركية - الإنجليزية
(Konuşma Dili) hand over fist

She's making money hand over fist. - Çuvalla para kazanıyor.

Tom is making money hand over fist. - Tom çuvalla para kazanıyor.

Quickly or in great quantity, especially in reference to earning money.''

He didn't earn much, but the company seemed to rake in money hand over fist.

at a tremendous rate; "made money hand over fist
at a tremendous rate; "made money hand over fist"
çuval
{i} sack

Tom reached into the sack and pulled out some coins. - Tom çuvala uzandı ve biraz madeni para çıkardı.

It is hard for an empty sack to stand straight. - Boş bir çuvalın dik durması zordur.

çuval
linen bag
çuvallamak
fail
çuvallamak
boob
çuvallamak
flunk
çuval
bag
çuval
gunnysack
çuval
gunny sack
çuval
the sack

I can't lift the sack either. - Ben de çuvalı kaldıramam.

Layla emptied the sack. - Leyla çuvalı boşalttı.

çuval
hopsack
çuvallamak
bungle
çuval
carryall
çuval
gunny
çuval
gunny bag
çuval
slang fat (person)
çuval
holdall
çuval
poke
çuvallamak
slang to fail the class
çuvallamak
to bag, to put in sacks; to fail, to flunk, to fluff
çuvallamak
to sack, put (things) in a sack
çuvallamak
slang to be at a loss about what to say or do
التركية - التركية

تعريف çuvalla في التركية التركية القاموس.

Çuval
(Osmanlı Dönemi) HIŞAŞ
Çuval
(Osmanlı Dönemi) KA'D
Çuval
(Osmanlı Dönemi) LÜDD
çuval
Bir çuvalın alabileceği miktar
çuval
Seyrekçe örülmüş büyük torba
çuval
Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba: "Yere serilmiş dört çuval üstünde çerçici ufak tefek ve çeşit çeşit neler dizmişti?"- R. H. Karay
çuval
Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba
çuval
Bir çuvalın alabileceği miktar: "Yanımızda, ne olur ne olmaz diye alınmış yarım çuval peksimet vardı."- H. E. Adıvar
çuval
telis
çuval
teliz
çuval
kelete
çuval
haral
çuvallamak
Çuvala doldurmak
çuvallamak
Başaramamak
çuvalla
المفضلات