The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
- Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
Tom discovered Mary's body in a pit.
- Tom bir çukurda Mary'nin cesedini buldu.
Tom dug a hole in his front yard.
- Tom ön avlusunda bir çukur kazdı.
After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.
- Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.
He's got one foot in the grave.
- Onun bir ayağı çukurda.
Tom has one foot in the grave.
- Tom'un bir ayağı çukurda.
That hole should be filled, not covered.
- O çukur doldurulmalı, kapatılmamalı.
Watch out for the potholes while driving.
- Araba sürerken çukurlara dikkat edin.
You should look out for potholes when driving.
- Araba sürerken çukurlara dikkat etmelisin.
There are some depressions in the road.
- Yolda bazı çukurluklar var.
The deepest part of the ocean is called the Challenger Deep and is located beneath the western Pacific Ocean in the southern end of the Mariana Trench.
- Okyanusun en derin kısmı Challenger Deep olarak adlandırılır ve Mariana Çukurunun güney ucunda batı Pasifik Okyanusu'nun altında yer alır.