I can't translate this sentence. It's too long.
- Bu cümleyi çeviremem. O çok uzun.
I feel restless when I have to wait too long for my friend to show up.
- Arkadaşımın gelmesini çok uzun süre beklemek zorunda kaldığımda huzursuz hissediyorum.
Too long a holiday makes one reluctant to start work again.
- Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar.