Tom taught Mary a lot of useful French.
- Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.
Australia exports a lot of wool.
- Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
He owed large amounts of money.
- O, çok miktarda para borçluydu.
A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.
- Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir.