Luckily, the weather turned out fine.
- Çok şükür hava düzeldi.
Tom fell from his crutches. Fortunately, Mary helped him to get up again.
- Tom koltuk değneğinden düştü. Çok şükür Mary tekrar kalkması için ona yardım etti.
Fortunately, the older part of the city was spared from the Allies' bombs.
- Çok şükür ki, şehrin daha eski kısımları müttefiklerin bombalarından korundu.
Thank God that nobody was hurt.
- Tanrıya çok şükür kimse yaralanmadı.
Thank God that nobody was hurt.
- Tanrıya çok şükür kimse yaralanmadı.