çivi

listen to the pronunciation of çivi
التركية - الإنجليزية
nail

The nail tore his jacket. - Çivi onun ceketini yırttı.

Tom went to the hardware store to buy another hammer and some nails. - Tom bir çekiç daha ve bir miktar çivi almak için nalbura gitti.

wedge
cotter
nail; peg, pin; tubercle, stud
pin (used to set fractured bones)
sports smash (in tennis); spike (in volleyball)
GIB
crampoon
spike, cleat (on the sole of a shoe)
nail (used to join two things together)
crampon
hobnail
tubercle
spike
{i} tack
stud

Are these studless tyres? - Bunlar çivisiz lastikler mi?

treenail
çivi çakmak
nail
çivi ile tutturmak
fastened with nails to
çivi yazısı
Cuneiform, wedge writing
çivi çiviyi söker
(Atasözü) That's a hair of the dog that bit you
çivi çiviyi söker
hair of the dog that bit one
çivi çiviyi söker
desperate diseases must have desperate remedies
çivi çiviyi söker
one nail drives out another
çivi başı head of
a nail
çivi gibi
1. healthy, strong. 2. very cold
çivi gibi
a) healthy and brisk b) very cold, icy
çivi gibi olmak
1. to be very cold, freeze. 2. to be strong and healthy
çivi kesmek
to be very cold, freeze
çivi kesmek
to feel very cold, to freeze
çivi sökeceği
nail puller
çivi çakmak
to drive a nail into
çivi çakmak
to drive a nail
çivi çiviyi söker
(Atasözü) You have to fight fire with fire
çivi çiviyi söker
diamond cut diamond
iri başlı küçük çivi
tack
tahta çivi
peg
tahta çivi
treenail
ağaç çivi
treenail, wooden peg
ağaç çivi
treenail
ağaç çivi
dowel, nog, peg, treenail
ağaç çivi
peg
ağaç çivi ile çakmak
peg
başsız çivi
sprig
başsız çivi
brad
başsız çivi çakmak
sprig
dökme çivi
cast nail
geniş başlı çivi
clout nail
iri başlı çivi
stud
iri başlı çivi
door nail
iri başlı çivi
hobnail
iri başlı çivi
hob
iri başlı çivi ile çakılmış
hobnailed
iri çivi
spike
kendinden yapışkanlı çivi
(Tekstil) self adhesive nail cover
kesme çivi
cut spike
kesme çivi
(İnşaat) cut nail
perçinlenmiş çivi
clinch
tablalı çivi
clout nail
tahta çivi
dowel
tahta çivi ile tutturmak
dowel
vida dişli çivi
dowel screw
çatal çivi
staple
çatal çivi ile tutturmak
staple
التركية - التركية
çocuklar tarafından, vıcık olmayan, hamur kıvamında çamur üzerinde oynanan bir oyun
İki şeyi birbirine tutturmak için çakılan, ucu sivri, başlı, metal veya ağaçtan yapılmış ufak çubuk
Mısırı dış kabuğundan ayırmada kullanılan ucu sivri odun parçası
Kalkan balığının yüzeyindeki kemiksi oluşum
Nesneleri sabitlemek ya da asmak için kullanılan, sivri uçlu ve başlı metal ya da ağaç çubuk
Kalkan balığının üzerindeki düğmeye benzer kemiksi oluşum
(Osmanlı Dönemi) AVENGÂN
mıh
enseri
(Osmanlı Dönemi) mismar
mukh
muh
mık
çivi yazısı
Eski Farsların, Medlerin ve Asurluların kullandığı yazı
çivi çiviyi söker
(deyim) Bir şeyi ancak kendi cinsinden olan bir şey düzeltebilir veya acı bir şeyi daha acı başka bir şey giderir
burmalı çivi
(Osmanlı Dönemi) vida
tel çivi
Telden yapılan çivi
çatal çivi
Elektrik ve telefon kablolarını süpürgeliğe, kapı veya pencere pervazı gibi ahşap yüzeylere tutturmakta kullanılan, iki ucu sivri, U biçiminde özel çivi
çivi
المفضلات