çilemek

listen to the pronunciation of çilemek
التركية - الإنجليزية
(for a nightingale) to warble, trill, sing
çile
{i} ordeal

Tom couldn't talk about his ordeal with anyone. - Tom çilesini biriyle konuşamadı.

It'll be a long ordeal. - Bu uzun bir çile olacak.

çile
suffering

Her hair grayed with suffering. - Çile çekmekten saçı ağardı.

çile
trial
çile
{i} tribulation
çile
(Tekstil) finish
çile
cross
çile
bowstring
çile
skein
çile
hanks
çile
hasp
çile
hank, skein; bowstring
çile
a dervish's forty-day period of retirement and fasting
çile
suffering, trial, ordeal
çile
{i} hank
çile
{i} mortification
التركية - التركية
Şakımak
Yağmur çiselemek
Nemlenmek, ıslanmak
Tohumu serperek, saçarak ekmek
Çile
(Osmanlı Dönemi) ZER
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) İplik
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) Tas: Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) Yay kirişi
ÇİLE
(Osmanlı Dönemi) f. Eziyet. Sıkıntı
çile
İpek, yün, pamuk gibi her türlü iplik kangalı
çile
Hayvanların kış uykusu
çile
Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün
çile
Yay kirişi
çile
Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem
çile
Zahmet, sıkıntı: "Dargınlık insanların bütün ömrünü dolduran bir çile, bir ezadır."- R. H. Karay. İpek, yün, pamuk gibi her türlü iplik kangalı
çile
Zahmet, meşakkat
çile
iplik kangalı
çile
Zahmet, sıkıntı
çile
(Osmanlı Dönemi) eziyet sıkıntı; tasavvufta dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibâdetle geçirdikleri kırk gün
çileme
ıspanak, pancar gibi sebzelerle pirinç ve bulgur karıştırılarak yapılan bir yemek
çilemek
المفضلات