Tom and Mary bought a small ranch outside Boston.
- Tom ve Mary, Boston'un dışında küçük bir çiftlik satın aldılar.
There are about 500 head of cattle on that ranch.
- O çiftlikte yaklaşık 500 baş sığır vardır.
The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
More than 75% of farms raised pigs and milk cows.
- Çiftliklerin %75'inden fazlası domuz ve süt ineği yetiştirdi.
The stable is behind the farm house.
- Ahır çiftlik evinin arkasında.
We stayed at a farm house.
- Biz bir çiftlik evinde kaldık.
The stable is behind the farm house.
- Ahır çiftlik evinin arkasında.
We stayed at a farm house.
- Biz bir çiftlik evinde kaldık.
We stopped at a farmhouse overnight.
- Geceleyin bir çiftlik evinde durduk.
Sami lived in a separate farmhouse owned by his father.
- Sami, babası tarafından sahiplenilmiş ayrı bir çiftlik evinde yaşıyordu.