Tom paused for a moment and looked around.
- Tom bir an durakladı ve çevresine bakındı.
Sami splashed gasoline around Layla's house.
- Sami benzini Leyla'nın evinin çevresine serpti.
The destruction of the environment is appalling.
- Çevrenin tahribi dehşet vericidir.
He is the minister responsible for the environment.
- O, çevreden sorumlu bakandır.
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
- Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
Tom works for the Environmental Protection Agency.
- Tom Çevre Koruma Ajansı için çalışıyor.
I don't know this neighborhood too well.
- Ben bu çevreyi çok iyi bilmiyorum.
I am familiar with this neighborhood.
- Ben bu çevreyi bilirim.
We grew up within our family circle.
- Ailemizin çevresinde yetiştik.
Certain circles keep saying the same thing insistently.
- Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
How do you derive the length of the circumference? I've forgotten.
- Çevrenin uzunluğunu nasıl çıkarırsınız? Ben unuttum.
Most castles have a moat surrounding them.
- Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.
- Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
He soon got used to the new surroundings.
- Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
You must assimilate into new surroundings.
- Yeni çevreyi benimsemelisin.
There are a lot of horses in my neighbourhood.
- Çevremde bir sürü at var.
Do you know this neighbourhood?
- Bu çevreyi biliyor musun?
Certain circles keep saying the same thing insistently.
- Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
Money counts for much in political circles.
- Politik çevrelerde para çok önemlidir.
Despite the efforts of environmentalists, the deforestation of the region continues.
- Çevrecilerin çabalarına rağmen bölgenin ormansızlaşması devam ediyor.
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
- Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
A strange atmosphere surrounds the visitor in this room.
- Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.
ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
- ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
Ecology is the study of living things all around us.
- Ekoloji tüm çevremizde yaşayan şeylerle ilgili çalışmadır.
We've chosen a hotel in the vicinity of the museum.
- Müzenin çevresinde bir otel seçtik.
There's a post office in the vicinity.
- Bu çevrede bir postane var.
The surrounding hills protected the town.
- Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.
- Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.