Everyone around the area works hard.
- Çevredeki herkes çok çalışır.
The birds are flying around.
- Çevrede kuşlar uçuyorlar.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
- Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.
- Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.
This house is environmentally friendly.
- Bu ev çevre dostudur.
We all live in the same neighborhood.
- Hepimiz aynı çevrede yaşamaktayız.
Her house is in the neighborhood of mine.
- Onun evi benimkinin çevresindedir.
Certain circles keep saying the same thing insistently.
- Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
We grew up within our family circle.
- Ailemizin çevresinde yetiştik.
How do you derive the length of the circumference? I've forgotten.
- Çevrenin uzunluğunu nasıl çıkarırsınız? Ben unuttum.
You must assimilate into new surroundings.
- Yeni çevreyi benimsemelisin.
I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.
- Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
She found it was difficult to adapt herself to her new surroundings.
- Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.
You must assimilate into new surroundings.
- Yeni çevreyi benimsemelisin.
Mrs Ogawa is familiar with this neighbourhood.
- Bayan Ogawa bu çevreyi iyi biliyor.
Do you know this neighbourhood?
- Bu çevreyi biliyor musun?
Money counts for much in political circles.
- Politik çevrelerde para çok önemlidir.
Certain circles keep saying the same thing insistently.
- Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
- Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
Despite the efforts of environmentalists, the deforestation of the region continues.
- Çevrecilerin çabalarına rağmen bölgenin ormansızlaşması devam ediyor.
A strange atmosphere surrounds the visitor in this room.
- Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.
ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
- ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
Ecology is the study of living things all around us.
- Ekoloji tüm çevremizde yaşayan şeylerle ilgili çalışmadır.
There's a post office in the vicinity.
- Bu çevrede bir postane var.
We've chosen a hotel in the vicinity of the museum.
- Müzenin çevresinde bir otel seçtik.
Music surrounds our lives like air.
- Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
The surrounding hills protected the town.
- Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.