I hit him on the chin.
- Onun çenesine vurdum.
He tucked the napkin under his chin.
- O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
You nearly broke my jaw.
- Neredeyse çenemi kırdın.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
Tom has a loose tongue.
- Tom'un düşük çenesi var.