çelişkiler

listen to the pronunciation of çelişkiler
التركية - الإنجليزية

تعريف çelişkiler في التركية الإنجليزية القاموس.

çelişki
(Hukuk) discrepancy
çelişki
contradiction

Love is a great contradiction. You cannot live without it but at the same time you will be hurt by it. - Aşk büyük bir çelişkidir. Onsuz yaşayamazsın ancak aynı zamanda onun tarafından zarar verileceksin.

I don't see it as a contradiction. - Ben onu bir çelişki olarak görmüyorum.

çelişki
paradox
çelişki
{i} conflict

Tom had conflicting feelings. - Tom'un çelişkili duyguları vardı.

Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language. - Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.

çelişki
{i} excursion
çelişki
{i} contrast
çelişki
{i} variable
çelişki
contradictoriness
çelişki
(a) contradiction
çelişki
antinomy
çelişki
contradiction, discrepancy
çelişki
cleavage
التركية - التركية

تعريف çelişkiler في التركية التركية القاموس.

Çelişki
(Hukuk) TENAKUZ
çelişki
Çelişme, tenakuz
çelişki
Çelişme, tenakuz: "Aşk bu, adı üstünde öyle bir iş ki / Yarı özlem, yarı sevinç, yarı çelişki."- F. Halıcı
çelişki
antimoni
çelişki
paradoks