çekim

listen to the pronunciation of çekim
التركية - الإنجليزية
draw

They were drawn to each other by a magnetic attraction. - Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.

filming
force of gravity

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

inflexion
attraction; inflection, declination, conjugation; shot, take
shooting

Shooting from a low angle makes your legs appear longer. - Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.

The shooting started around noon. - Çekim yaklaşık öğleyin başladı.

inflection
(a) draw, (a single act of) drawing
gravitation

Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus. - Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.

Juno will map Jupiter's gravitational and magnetic fields. - Juno Jüpiter'in yer çekiminin ve manyetik alanlarının haritasını yapacak.

cin. (a) take
flexional
the quantity drawn at one time
declension

In Latin there are five declensions. - Latincede beş çekim vardır.

slang a sniff (of snuff)
pull

Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus. - Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.

graceful appearance, well-proportioned shape
gravity

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

Newton's law of gravity is a mathematical description of the way bodies are observed to attract one another, based on many scientific experiments and observations. - Newton'un yer çekimi kanunu organların birbirini çekme tarzıyla ilgili birçok bilimsel deney ve gözlemlere dayalı matematiksel bir anlatımdır.

gram. inflection; declension; conjugation
flection
phys., (Astronomi) attraction
conjugation

That's the wrong conjugation. - O yanlış fiil çekimi.

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along. - Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

shoot

I'm doing a photo shoot with Tom today. - Bugün Tom ile fotoğraf çekimi yapıyorum.

Did Tom say anything about the shooting? - Tom çekim hakkında bir şey söyledi mi?

shot

She needs another DPT shot. - Onun başka bir DTP çekimine ihtiyacı var.

I need some shots before I go on my trip. - Geziye gitmeden önce bazı çekimlere ihtiyacım var.

attraction

They were drawn to each other by a magnetic attraction. - Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.

Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles. - Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.

flexion
gravitational

The strength of the gravitational force reduces quickly with distance. - Çekim gücü mukavemeti mesafe ile hızlı bir şekilde azalır.

Juno will map Jupiter's gravitational and magnetic fields. - Juno Jüpiter'in yer çekiminin ve manyetik alanlarının haritasını yapacak.

proportion

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

draught
affinity
(Denizbilim) haul
drawing
appeal
accidence
camera shooting
lure
(Tekstil) draft
variation
çekim yapmak
shoot

Shooting from a low angle makes your legs appear longer. - Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.

çekim eki
Inflection, termination
çekim eki
(Dilbilim) Inflection suffix
çekim eki
inflection, termination, word ending
çekim eki
inflection
çekim hatası
Blooper
çekim alanı
magnetic field
çekim alanına almak
capture
çekim eki
ending
çekim eki
termination
çekim eki gram
inflectional suffix, inflection
çekim grubuna ait
declensional
çekim merkezi
centre of attraction
çekim merkezi
center of attraction
çekim senaryosu
shooting script
çekim sulaması
gravity irrigation
çekim tahtası
(film) clapper board
çekim yasası phys
the law of gravitation, the law of gravity
çekim örneği
paradigm
yakın çekim
close up
yeni çekim yapmak
retake
(film) çekim
taking
evrensel çekim yasası
(Fizik) universal gravitation, law of
genel çekim
(Fotoğrafçılık) master shot
gizli çekim
hidden cam
gizli çekim
secret videotaping
toplam çekim
main draft
toplu çekim
(Fotoğrafçılık) establishing shot
toplu çekim
(Sinema,Teknik,Televizyon) vista shot
uzak çekim
(Fotoğrafçılık) master shot
uzun çekim
long shot
çekim kuvveti
(Kimya) affinity
çekim kuvveti
gravitational force
kütle çekim
Gravitation
soya çekim
soy shot
yavaş çekim
slow shutter
çekim hataları
bloopers
500 dollarlık seyahat çekim var
I have 500 dollars in traveler's checks
alıcıyı göndererek çekim
panning
ara çekim
intercut
ağır çekim
slow motion

They showed the scene in slow motion. - Onlar sahneyi ağır çekimle gösterdiler.

It was like watching a slow motion movie. - Ağır çekim bir film izlemek gibiydi.

birincil çekim
(Tekstil) primary exhaustion
dış çekim
exterior
elektriksel çekim
electrical attraction
elektrostatik çekim
electrostatic attraction
eğik çekim
canted shot
film çekim tahtası
slate
genel çekim
long shot, master shot
hareketli çekim
(Sinema) dynamic shot
hızlı çekim kamerası
quick motion camera
iki sahneyi bağlamakta kullanılan çekim
cut in
ikincil çekim
(Tekstil) secondary exhaustion
izleyici çekim
follow shot
karşı çekim
counteratraction
karşılıklı çekim
mutual attraction
kaydırmalı çekim
dolly shot
kimyasal çekim
chemical attraction
merkezcil çekim kuvveti
centripetal force
moleküler çekim
molecular attraction
panoramik çekim
pan shot
seyahat çekim
traveler's checks
toplu çekim
establishing shot, vista shot
travelling çekim
(Teknik,Televizyon) dolly shot
turizm çekim merkezi
(Turizm) tourism attraction center
uzak çekim
extreme long shot
yakın çekim
big close-up
yeni çekim
retake
çarpıcı çekim
flash
çekim eki
word ending
çekim gücü
(Fizik) gravity force
çekim hataları
shooting mistakes
üst üste çekim
superimposition
التركية - التركية
Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe
Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, isimlerin de isim hâllerine göre uğradıkları değişiklikler, tasrif
Alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plan
Çekme işi
tasrif
traksiyon
cazibe
çekim ekleri
Fiil, isim kök veya gövdelerine gelerek bağlı oldukları kelime gruplarına göre kelimeler arasında durum (hâl), iyelik, çokluk, zaman, şahıs ilişkisi kuran birimler: ev-e, ev-im, ev-ler, gel-di, gel-di-m, gel-di-ler gibi
eş çekim
bakınız: tıpkı çekim
soya çekim
Kalıtım, irsiyet, veraset
çekim
المفضلات