çekilen

listen to the pronunciation of çekilen
التركية - الإنجليزية
refluent
drew
(Askeri) drawn

A quadriga is a chariot drawn by four horses. - Kuadriga dört at tarafından çekilen bir arabadır.

The ancient Greeks believed that the Sun rode across the sky in a chariot drawn by four white horses driven by the god Heleius. - Antik Yunanlar Güneşin tanrı Heleius tarafından sürülen dört beyaz at tarafından çekilen bir arabada gökyüzünü boydan boya geçtiğine inanıyorlardı.

gravitative
being captured
çekilen balık miktarı
haul
çekilen kimse
quitter
çekilen miktar
sniff
çekilen su
drainage
çek
cheque

As soon as I received the cheque, I went to the bank. - Çeki alır almaz bankaya gittim.

Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card. - Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.

fıçıdan çekilen (bira)
draft
çek
drafting
çek
(Ticaret) check cheque
çek
draught
çek
(Otomotiv) non-return valve
çek
(Kanun) bill of exchange
çek
pull

I need a tool for pulling weeds in my garden. - Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.

When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds. - Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.

çek
pull on
çek
{f} shrunk

My jeans have shrunk. - Kot pantolonum çekti.

Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit. - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

çek
suffer from

It is a shameful fact that, while there are lands where people suffer from hunger, within Japan there are many households and restaurants where much food is thrown away. - İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.

He used to suffer from severe nasal congestion. - O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.

çek
{f} shrinking
çek
drew

Taro drew 10,000 yen from the bank. - Taro bankadan 10.000 yen çekti.

She drew her gun and said: - Silahını çekti ve dedi :

çek
{f} haul
çek
draw away
çek
roll up

Roll up your right sleeve. - Sağ elbise kolunu yukarı çek.

çek
pop
çek
shrink back
çek
acquittance
çek
attract

Jon is far more attractive than Tom. - Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.

Negative electrons attract positive electrons. - Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.

çek
{f} hauling
çek
yank

Tom yanked the plug from the wall. - Tom fişi duvardan çekti.

Tom yanked Mary's ponytail. - Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.

çek
of check
çek
cheques
çek
inflect

In that language, adjectives and nouns are inflected for gender. - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.

aynı filme yanlışlıkla üst üste çekilen poz
double exposure
besiye çekilen hayvanlar
fat stock
elle çekilen araç
(Otomotiv) hand-drawn vehicle
gizlice çekilen fotoğraf
candid shot
günahtan arınmak için acı çekilen yer
purgatory
habersiz çekilen fotoğraf
candid shot
kablo ile çekilen vagon
cable car
kilisede mihraba çekilen sayvan
ciborium
partiden çekilen kimse
bolter
pozitif kutba çekilen
(Elektrik, Elektronik) electronegative
röntgen ışınları ile çekilen fotoğraf
skiagram
traktörle çekilen skrayper
tractor-drawn scraper
yakından çekilen fotoğraf
close up
Çek
(a) Czech
Çek
Czech, of the Czechs
Çek
{i} Czech

The professor teaches Czech. - Öğretmen, Çekçe öğretiyor.

Prague is the capital of the Czech Republic. - Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.

Çek
czechoslovak
çek
cheque, check
çek
written order from one party directing a bank to pay a specified amount of money to another party
çek
of the Czech Republic; of the former nation of Czechoslovakia
çek
native or resident of the Czech Republic; resident of the former nation of Czechoslovakia; check
çek
{i} check

I will pay for it by check. - Ben onu çek ile ödeyeceğim.

May I pay with a travelers' check? - Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?

çek
rollup
çek
lure

Layla lured Sami to her house. - Leyla, Sami'yi evine çekti.

Tom was lured into a trap. - Tom bir tuzağa çekildi.

çek
pull#on
çek
pullon
çek
drawaway
özlemi çekilen
longed for
özlemi çekilen huzur
longed for rest
التركية - التركية

تعريف çekilen في التركية التركية القاموس.

ÇEK
(Osmanlı Dönemi) Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer
Çek
Çek halkına özgü olan
Çek
Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
çek
Bir kimsenin, bankadaki parasının dilediği kimseye ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge
çekilen
المفضلات