çekişi

listen to the pronunciation of çekişi
التركية - الإنجليزية

تعريف çekişi في التركية الإنجليزية القاموس.

çek
cheque

Tom wrote Mary's name as the cheque payee. - Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.

As soon as I received the cheque, I went to the bank. - Çeki alır almaz bankaya gittim.

baca çekişi
draft
baca çekişi
chimney draft
baca çekişi
chimney draught
besleme çekişi
(Bilgisayar) feed tract
çek
drafting
çek
(Ticaret) check cheque
çek
draught
çek
(Otomotiv) non-return valve
çek
(Kanun) bill of exchange
çek
pull

The two children pulled at the rope until it broke. - İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.

He pulled his son by the ear. - O, oğlunun kulağını çekti.

çek
pull on
çek
{f} shrunk

Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit. - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

My jeans have shrunk. - Kot pantolonum çekti.

çek
suffer from

Some people in the world suffer from hunger. - Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.

It is a shameful fact that, while there are lands where people suffer from hunger, within Japan there are many households and restaurants where much food is thrown away. - İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.

çek
{f} shrinking
çek
drew

She drew the chair towards her. - O sandalyeyi ona doğru çekti.

The card you drew was a red, wasn't it? - Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?

çek
{f} haul
çek
draw away
çek
roll up

Roll up your right sleeve. - Sağ elbise kolunu yukarı çek.

çek
pop
çek
shrink back
çek
acquittance
çek
attract

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

Negative electrons attract positive electrons. - Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.

çek
{f} hauling
çek
yank

Tom yanked Mary's hair. - Tom, Mary'nin saçını çekti.

Tom yanked Mary's ponytail. - Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.

arabanın çekişi
motor thrust force
çek
of check
çek
cheques
çek
inflect

In that language, adjectives and nouns are inflected for gender. - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.

baca gazı çekişi
(İnşaat,Teknik) flue gas vent
baca çekişi
chimney draught, chimney draft
kuvvetli çekişi olamayan
tugless
makine çekişi
engine torque
roket çekişi
(Askeri) rocket thrust
tetik çekişi
(Avcılık) trigger pull
Çek
(a) Czech
Çek
Czech, of the Czechs
Çek
{i} Czech

I want to buy a Czech sweater. - Çek kazağı satın almak istiyorum.

Prague is the capital of the Czech Republic. - Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.

Çek
czechoslovak
çek
cheque, check
çek
written order from one party directing a bank to pay a specified amount of money to another party
çek
of the Czech Republic; of the former nation of Czechoslovakia
çek
native or resident of the Czech Republic; resident of the former nation of Czechoslovakia; check
çek
{i} check

The bank will cash your fifty dollar check. - Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.

I will pay for it by check. - Ben onu çek ile ödeyeceğim.

çek
rollup
çek
lure

Tom lured us into a trap. - Tom bizi bir tuzağa çekti.

The music lured everyone. - Müzik herkesin ilgisini çekti.

çek
pull#on
çek
pullon
çek
drawaway
التركية - التركية

تعريف çekişi في التركية التركية القاموس.

ÇEK
(Osmanlı Dönemi) Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer
Çek
Çek halkına özgü olan
Çek
Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
çek
Bir kimsenin, bankadaki parasının dilediği kimseye ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge
çekişi
المفضلات