This lake abounds in various kinds of fish.
- Bu gölde çeşitli balıklar var.
What kind of woman do you think I am?
- Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
Tom can do all sorts of things quite well.
- Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.
What sort of television programs are on today?
- Bugün ne çeşit televizyon programları var?
He grew a variety of crops.
- O, çeşitli ekinler büyüttü.
There was a great variety of dishes on the menu.
- Menünün içinde büyük bir çeşit yemek vardı.
Various types of philosophy originated in Greece.
- Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.
Every type of socialization requires a lie.
- Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.
Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
- Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.
Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species.
- Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.
A shiitake is a kind of mushroom.
- Şitaki bir çeşit mantardır.
Tom asked me all sorts of questions.
- Tom bana her çeşit soru sordu.
All sorts of people came to the exhibition.
- Sergiye her çeşit insan geldi.
We also have lentils in our assortment.
- Ayrıca çeşitlerimizde mercimeğimiz var.
A clocktower is full of an assortment of doodads and doohickies.
- Saat kulelerinin içi çeşit çeşit zamazingoyla doludur.
We discussed a wide range of topics.
- Çok çeşitli konular tartıştık.
A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
- Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.