Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
- Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
Wang Lao Ji isn't beer. It's tea.
- Wang Lao Ji bir bira değildir. O bir çaydır.
I like coffee much more than tea.
- Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
Put the teapot on the burner, otherwise the tea will be cold.
- Demliği brülöre koy, yoksa çay soğuyacak.
Let's have a tea party the day after tomorrow.
- Yarından sonra bir çay partisi verelim.