çatlamaz

listen to the pronunciation of çatlamaz
التركية - الإنجليزية
splinterproof
Proof against the splinters, or fragments, of bursting shells
çatla
{f} crack

There is a crack in the glass. - Bardakta bir çatlak var.

Tom doesn't like it when Mary cracks her knuckles. - Mary eklemlerini çatlattığında Tom sevmez.

çatla
{f} flaw
çatla
{f} fracture
çatla
{f} cracked

Tom accidentally cracked his phone's screen. - Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.

The ice cracked under the weight. - Buz ağırlığın altında çatladı.

çatla
{f} flawed
çatla
fractured
çatlamaz
المفضلات