A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
- Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
He will not steal my money; I have faith in him.
- O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
He was spotted stealing cookies.
- Kurabiyeleri çalarken belirlendi.
She was just about to take a bath when the bell rang.
- Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.
I was going out, when the telephone rang.
- Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.
Thieves broke into the palace and stole the princess's diamonds.
- Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldılar.
No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom.
- Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.
He came five minutes after the bell had rung.
- Zil çaldıktan beş dakika sonra geldi.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
How well can you play guitar?
- Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
My hobby is playing the guitar.
- Gitar çalmak benim hobim.
They must have suspected me of stealing.
- Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
He was fired for stealing.
- O çaldığı için kovuldu.
I had my bicycle stolen last night.
- Dün gece bisikletimi çaldırdım.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
My wallet was stolen yesterday.
- Cüzdanım dün çalındı.
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
Did you hear someone ring the doorbell?
- Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?
Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
Tom started the engine.
- Tom motoru çalıştırdı.
Tom didn't start to study French until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.
The boomerang hurtled whistling through the air.
- Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.
Tom walked down the path, whistling a tune.
- Tom ıslık çalarak yolda yürüdü.