The phone is ringing. I'll get it.
- Telefon çalıyor. Ben cevap veririm.
The church bells are ringing.
- Kilise çanları çalıyor.
He will not steal my money; I have faith in him.
- O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
Poverty drove him to steal.
- Yoksulluk onu çalmaya zorladı.
She was just about to take a bath when the bell rang.
- Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.
Although the alarm rang I failed to wake up.
- Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.
The thieves divvied up the stolen loot among themselves.
- Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.
Thieves broke into the palace and stole the princess's diamonds.
- Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldılar.
No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom.
- Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.
I ran to school, but the bell had already rung.
- Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
Can you play the violin?
- Keman çalabilir misin?
How well can you play guitar?
- Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
They must have suspected me of stealing.
- Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
He was fired for stealing.
- O çaldığı için kovuldu.
The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
I had my bicycle stolen last night.
- Dün gece bisikletimi çaldırdım.
Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.
If the telephone rings, can you answer it?
- Eğer telefon çalarsa cevap verebilir misin?
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
Tom didn't start to study French until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.